analiz
robotik sol yatay
Hanım Ceren SINAV

Hanım Ceren SINAV

Mail: cerenn2035@hotmail.com

İNSANA YAKIŞIR DEĞİŞİM

İNSANA YAKIŞIR DEĞİŞİM

   

İNSANA YAKIŞIR DEĞİŞİM

 

Merhabalar, ben Hanım Ceren Sınav. Kelimelerimle sizlerin ruhlarınıza dokunacağımı düşünmek dahi mutluluk içinde olmama yetti. Umarım sizlerde yazılarımı okurken benimle birlikte mutluluk, üzüntü, kızgınlık, sevinç duygularını yaşar. Yazdıklarımı sorgular ve sonrasında kendi değişiminize adım atarsınız. Ve bu değişim iyi bir değişim olur.

“Değişim önce kendinden başlar” diye meşhur bir söz vardır. Önce sen değiş, etrafında değişir diyerek yakınımızdakilere tavsiyeler veririz. Herkes bir diğerinin değişmesini bekler. Bizlere artık birbirimizi beklemeksizin iyi bir değişim, insana yakışır bir değişim gerek. Sen, ben, diğerleri iyi olmayınca toplum huzursuz, mutsuz, umutsuz. İyi olabilmenin yollarından biri de sevgiyi bilmek, saygıyı korumak. Sevgi ve saygı birbirini tamamlayan, ayrılmaması gereken iki değer. Birinin dozunu fazla kaçırınca herkesi düşünen ama kendini ihmal eden biri haline dönüşüyorsun. Her ikisi olmayınca da “insan” kelimesini sorgular hale geliyorsun. Toplum ruhunun yapıtaşı diyebileceğim sevgi, saygı gibi her duygu ve davranışta da bir denge gerekli. Denge o denli önemli ki duygu ve davranış terazisinin ayarı bir kez kaçtı mı vay insan halimize. Çünkü bireyin kendi dengesini kuramaması, toplumun ayarını bozmaya yetiyor. Kötü duygular olarak adlandırılan nefret, öfke, kıskançlık dozunu kaçıran kadar; sevginin, güvenin, coşkunun dozunu kaçıran insanlarda dengeyi bozuyor. Toplum, insanlardan oluştuğundan dolayı toplumun duygu ve davranışları orada bulunan insanların özelliklerini ortaya koyuyor. Yıllar geçtikçe daha yüksek sesle “nasıl bir toplum olduk böyle?” diyerek birbirimize öfke kusup, kendimizce güçsüz olanı suçluyoruz.

Sahi nasıl bir toplum olduk böyle?

Duymaya hazır mısınız?

Toplum olarak ruhsal problemlerimizi fark edemeyecek kadar kör noktaya eriştik. Hep birlikte bir arabanın içinde vitesi geri takmış, arabanın uçuruma doğru sürüklenişine bilinçsizce ya da çıkarlar doğrultusunda bilinçlice eşlik ediyoruz. Farkına varmalıyız ki o arabanın içinde biz varız. Büyüklerimiz tüm bu toplumsal karmaşanın sorumlularından biri olarak da; “ah şu gençler yok mu gençler”, “şimdiki nesil” ,“z kuşağıymış her neyin nesiyse”, “biz eskiden büyüklerimize çıtımızı çıkaramazdık” gibi göğüslerini kabartarak kurdukları cümlelerle, yetiştirdikleri çocuklara yıkıyorlar. Çocuklar olarak da , büyüklerin ezilmişliklerinin onları bu kör noktaya taşıdığını, onlara cevap verememenin, soru soramamanın saygı olarak adlandırılmaması gerektiğini ve birçok doğru sanılarak yapılmış yanlış davranışlarını dile getirmeyerek, toplumun kör noktaya erişmesinde onlara yardımcı oluyoruz. Tüm bu kültürel yozlaşmanın sebebi gelenek-görenek adı altında yıllarca devam ettirilen, sorgulanmayan davranışlar, düşüncesizce kurulan cümleler diyemiyoruz. Sorgulayanı sevmiyor, anlamaya dahi çalışmıyoruz. Birbirimizin acılarından hoşnut olup, mutluluklarını sömürüyoruz. Hakkını savunmaya çalışanı daha çok haksızlığa uğratıyoruz. Geriye ise toplum hafızasında derin yaralar kalıyor. Kapanamayacak ama -mış gibi kalan yaralar. Kadın cinayetleri, çocukların dayakla eğitilmeye çalışılması, aldatmalar, ensest ilişkiler, pedofili davranışları, birbirini tanımayan insanların kendince güçsüz olarak görüneni bu dünyadan uzaklaştırmaya hak görmesi ve daha nice çarpık düşünceler, kötü duygular, davranışlar. Televizyonlarda üzüldüğümüz, şaşırdığımız o haberler artık hayatlarımızda. Ve gittikçe daha çok alışıyor, alıştırılıyoruz. İnsanlığa bir değişim gerek. İyi ve kötü olarak adlandırılan tüm duyguları kontrol altında tutabilmeli. Ben kimim diye sorgulayabilmeli. Nereden geldim diyerek dönüp geriye bakabilmeli. Bu toplum değişmez, böyle gelmiş böyle gider demeyip iyi bir değişimin mimarı olabilmeliyiz. Bu dünya, iyi insanlar hatırına dönüyor cümlesini duymuşsunuzdur. Hala iyi insanlar olduğunu düşünenlerin, o insanların var olduğuna inananların belki de bu dünyaya o insanlar hatırına tutunduklarını bilmeliyiz.

Dostlar, birbirimize gelip geçen ve durdurulamayan bir zamanda acı, gözyaşı, yük olmayalım. Birilerini bu dünyaya bir daha gelse de geçmeyecek kötü hislerle yalnızlaştırmayalım. İnsana iyi bir değişim yakışır.

Sevgi ve saygılarımla.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar